Türkçe » Lehçe | 93 [doksan üç] | -mayıp / -meyip, -madığı / mediği li yan cümleler

93 [dziewięćdziesiąt trzy] Zdania podrzędne z czy

Beni sevip sevmediğini bilmiyorum.	Nie wiem, czy on mnie kocha.
Geri dönüp dönmeyeceğini bilmiyorum.	Nie wiem, czy on wróci.
Beni arayıp aramayacağını bilmiyorum.	Nie wiem, czy on do mnie zadzwoni.
Acaba beni seviyor mu?	Czy on mnie kocha?
Acaba geri gelecek mi?	Czy on wróci?
Acaba bana telefon edecek mi?	Czy on do mnie zadzwoni?
Onun beni düşünüp düşünmediğini kendime soruyorum.	Zadaję sobie pytanie, czy on o mnie myśli.
Onun hayatında başka biri olup olmadığını kendime soruyorum.	Zadaję sobie pytanie, czy on ma kogoś innego.
Onun yalan söyleyip söylemediğini kendime soruyorum.	Zadaję sobie pytanie, czy on kłamie.
Acaba o (erkek) beni düşünüyor mu?	Czy on w ogóle o mnie myśli?
Acaba onun başka bir sevdiği var mı?	Czy on w ogóle ma inną?
Acaba o (erkek) doğruyu söylüyor mu?	Czy on w ogóle mówi prawdę?
Onun benden gerçekten hoşlandığından şüphe ediyorum.	Wątpię, czy on mnie naprawdę lubi.
Onun bana yazacağından şüphe ediyorum.	Wątpię, czy on do mnie napisze.
Onun benimle evleneceğinden şüphe ediyorum.	Wątpię, czy on się ze mną ożeni.
Acaba o benden gerçekten hoşlanıyor mu?	Czy on mnie naprawdę lubi?
Acaba o bana yazacak mı?	Czy on do mnie w ogóle napisze?
Acaba o benimle evlenecek mi?	Czy on się ze mną ożeni?

Avrupa Birliğinin dili

Avrupa Birliği günümüzde 25‘i aşkın ülkeden oluşmaktadır. Gelecekte daha fazla Avrupa Birliği ülkesi olacak. Çoğu zaman yeni bir ülke ile yeni bir dil de eklenmektedir. Şu an Avrupa Birliği içinde 20 dili aşkın dil konuşulmakta. Tüm diller eşit haklara sahipler. Bu dil çeşitliliği hayranlık verici. Ama bu sorun da yaratabilir. Şüpheciler bu çok dilliliğin Avrupa Birliği için bir engel olduğunu, ve verimli bir çalışmayı engelleyebileceğini düşünüyorlar. Bazıları ise tek bir dilin olması gerektiğinin fikrini savunuyorlar. Bu dil ile tüm ülkeler iletişim kurmalı. Böyle bir şey ama çok da kolay değil. Hiçbir dili tek resmi dil olarak ilan etmek mümkün değildir. Diğer ülkeler kendilerini dezavantajlı hissedebilirler. Ve Avrupa’da tamamen nötr bir dil mevcut değildir… Esperanto gibi yapay bir dil de maalesef işlemez. Çünkü her bir dil o ülkenin kültürü yansıtılmaktadır. Bundan dolayı hiçbir ülke dilinden vaz geçmek istemez. Ülkeler dillerinde kendi kimliklerini görmektedirler. Dil politikası Avrupa birliğinin önemli gündem maddesidir. Çok dilliliğin komiseri bile var. Avrupa Birliğinin dünya çapında en fazla mütercim ve tercümanları mevcuttur. Yaklaşık 3500 kişi insanların anlaşabilmesi için çaba göstermektedir. Buna rağmen tüm dokümanlar tercüme edilebilmemektedir. Bu çünkü hem çok zaman alır hem de maddi olarak pahalıdır. Çoğu evrak az bir dile çevrilmektedir. Bu çok var olan diller Avrupa Birliği için karşılaştıkları en büyük unsurdur. Avrupa bu çok var olan kimliklerini kayıp etmeden birleşmeli!